Allah dostları   (652 içerik bulundu)

Allah Dostlarının Yola Çıkanlara Öğütleri

Allah ile beraberlik şuurunu henüz elde edememiş kimseler, yalnız kaldıklarında çoğu zaman nefis ve şeytanla arkadaşlık yapmak durumunda kalırlar.

Allah Dostlarının Beslenme Tavsiyeleri

Mü’min, bedeninin aç kalmasından ziyâde, rûhunun aç kalmasından endişe etmelidir. Zira rûhun elbisesi hükmünde olan beden, netice itibâriyle aslına, yani toprağ

Allah Dostlarını Zirveleştiren Sır

Büyük Allah dostu Nakşibend Hazretleri, öyle bir tevâzû ve mahviyet içinde yaşamıştı ki, mânâ fezâsındaki ulvî mevkiine rağmen, kendisini dâimâ kapı eşiğinde gö

Allah Dostlarının Özellikleri

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi Allah Dostlarının özelliklerini maddeler halinde anlatıyor.

Allah Dostlarının Hayatında Sohbet

İbâdet vecdi içinde geçen sohbetler, Allah Rasûlü’nün sohbetlerinden bir akistir. Zira mânevî istifâdenin merkezi O’dur. Rûhî heyecanlarla dolu sohbetler, hep O

Allah Dostlarının Seher Disiplini

 Yüce Rabbimiz peygamber ve velîlerini insanlığın mutluluğu için göndermiştir. Kıyamete kadar da yeryüzünde velî kullarını, dostlarını eksik etmeyecektir.

Allah Dostlarının Dört Özelliği

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve ashâbından sonra örnek alınacak zirve şahsiyetler, Hak dostu âlim ve ârif zâtlardır. Zira onlar ilim, irfan

Allah Dostlarının Hikmetli Sözleri

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Şeyh Sâdî Hazretlerinin güzel sözlerini ve hikmet ehlinin bâzı husûsî öğütlerini anlatıyor.

Allah Dostlarının Takvâsı

Dünyada kendinize en güzel insanı örnek almak istemez misiniz? Cevabınız "evet"se o halde dünyadaki en güzel insanlar olan Allah dostlarının örnek hayatına, onl

Allah Dostlarının Ölüm Telakkisi

Hazret-i Mevlânâ’da “şeb-i arûs”, yani “düğün gecesi” olarak tezâhür eden ölüm telâkkîsi, Yûnus’ta da aynı şekildedir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.